cepa'da var zemin katta.

cepa'daki fazlasıyla kazık. buldum, mamafih takımın dikilmesi bitince yazarım sözüğe.

bulduğum kişi vehbi aydos. ihtiyacı olan varsa mesaj atsın iletişim bilgilerini vereyim.

kendime aldigim sac guclendirici tresan sampuan babamin kepek problemine cozum olmustu, deneyebilirsiniz belki.

fungoral diycem ama, ketoral nizoral muadili bi şey o da. ne kadar etkili olur bilmiyorum.

fungoral kullandim. bioblas diye bi sey kullandim. bitkisel sampuan kullandim. bir kac markanin kepek sampuanini kullandim. fazla ise yaramadilar.

kesin cozumu dove'un kepege karsi olan sampuaninda buldum. (gri renkli sise)

yani bi dene derim ben.

t-gel dua edeceksin bana :)

www.sacurunleri.com

naçizane tavsiyem normal şampuan olarak sebamed kullan. bunun yanında haftada 2 kere de capila şampuan kullan. belki capila da etkisini bir süre sonra kaybedebilir ama sebamedi düzenli kullanabilirsin.

sebamed.

hermes merveilles

212 Sexy

Dolce & Gabbana Light Blue, hafif ve mükemmeldir.

farklı öneriler gelince kötü oldu ya.

yasemin seviyorsa kenzo direk.

gucci envy me

gucci rush.

sevgilinse alma lan ama, çekici bir parfüm. sdfsdkjf mazallah.

DKNY Be Delicious
yeşil elmayı andıran bir ambalajı ve kokusu var, öyle çok şekerli değil, tam yaz kokusu.

Lacoste Touch of Pink
hafif çiçek çiçek kokar böyle, iyidir yani

Lancome Miracle
bunun summer editionlarından birini bulursan muhtemelen bu da hoşuna gidecektir. bunun piyasada 2-3 edition'ı olabiliyor, kokusuna bakmadan karar verme.

Cacharel Amor Tentation
yukarıda saydıklarımdan daha yoğun bir kokusu olmasına rağmen hafif kokular sınıfına girebilir bence. her mevsim kullanmaya uygundur ama insan kıyıp kullanamayabiliyor orası var.

göz altı ve çevresindeki deri daha hassas olduğu için. göz çevresi için özel kremler ve maskeler vardır onları kullanabilirsiniz.

oradaki deri çok ince.

tamam çok sağlıklı bir yöntem değil ama sterilize edilmiş bir iğneyle kendin de patlatabilirsin onları.

o pütürcüklere bakım kremi ile bişey yapamazsın. en fazla yağ miktarını artırırsın.doktora git patlatıyolar.kolestrolle alakası olduğunu duymamıştım, cilt tipinden kaynaklanıyo diye biliyorum.

Benim de göz çevremde öyle birşey çıkmıştı 4-5yıl öylece kaldı, sonra kaşırken tırnağıma takıldı ve gitti, iz falan da kalmadı.

de bu direkt sozluk anlami. sanki daha farkli sekilde kullaniliyor. sozluk kullanabiliyorum cok sukur.

mrtksn açıklamış işte. bunun başka bir açıklaması olabileceğini sanmıyorum. #21904437 bu entry'de belirtilen hataya düşüyorsunuz siz de.

benim bi fikrim yok, ortada bi hata da. yurtdisinda antalya tatili egzotik olarak pazarlaniyor, kos adasi tatili kos adasi tatili olarak, onu sey etmeye calisiyorum. belki turkiye'nin imaji ile ilgilidir. yunanli avrupaliya yabanci degildir de turk oyledir. neyse, kolay gelsin.

ya mesela gözlemeci teyzeler sana normal geliyor ama yabancıya egzotik.

fizy.com

varmısın yokmusun olabilir

aynen. geçende dediğin kaç gün önce bilmiyorum ama umarım oradaki kan pıhtıcıklarıyla pek oynamamışsınıdr. diş etinin kaoanması o pıhtıcıklarla oluyor:) paranoya yapmanı istemem ama kapanır o. babamın da bi hafta kadar oyuk kaldı ama diş dokusu en hızlı iyileşen dokudur. bi hafta sonra bişi kalmaz.

@bıdıbıdı: dilimi oluğa soktuğumda çıkartmak için (yine dilimle) uğraştığım ama bir türlü çıkaramadığım sert şeyler var. O pıhtılar onlar galiba.

pıhtıları sakın çıkartmaya çalışma:)) aynayla bak atıyorum spagetti ya da marul girmişse ucu yumuşak bir şeyle çıkartmaya çalışabilirsin ama çok hassas davranarak. bunun dışında pıhtılarsa oaradkiler ki normal diş dokusundan daha koyu renkte olur, diş fırçanı oraya dokundurma. bir de pıhtıyı çıkartırsan o bölge iyileşir ama oyuk gibi kalır-pıhtı bu yüzden önemli:) belki de derinlerde enfeksiyon oluşmasını da önlüyordur, kimbilir?

yazın yarı gömülü 20'lik dişimi çektirdim ve ocak gibi "neden bu hala kapanmadı" diye diş hekimime gittiğimde gayet iyi durumda olduğunu öğrendim, azar azar kapanıyor hala. seninki de kapanır ama ilk zamanlarda sıkıntılı tabii..

sinbo için her para yazıktır, 110 lira civaru kenwood ve samsung gibi markalar var onlara yönel. 20 lira bişey değil

sinbo iyidir, sözlükten oku.. servis hizmeti yeter.

daha kaliteli markalar ile yaptığı iş birebir aynı iken fiyatı yarısından daha az ise sinbo. yok birebir aynı işi yaptığı halde aradaki fiyat farkı az ise diğer marka.

örnek: tüm işi sıcak hava üflemek olan, başka zerrece artısı olmayan saç kurutma makinesi veya tüm işi hamur karıştırmak olan, başka zerrece artısı olmayan mikser sinbo'da 30 lirayken diğer marka 60 liradan fazla ise sinbo alın. sinbo 30 iken, ötekisi 50 ise ötekini alın.

sizin örnekte; 150-160 liradan düşük kenwood, bosch falan varsa onları alın. yoksa sinbo'yu alın.

90 liraya altus, beko, arçelik gibi markalar var.

20 lira daha verin arçelik alın.

yardımlar için hepinize teşekkür ederim.

bugün doğubanktan 100 lira 9 taksite beko aldım. peşin fiyat 90 liraydı.

valla genelde alanı olmayan insanların konuşmasını sevmem ama aklıma şunlar geldi daha doğrusu çok takıyorum ben buna son zamanlarda.şimdi adam karısını bıçakla delik deşik ediyor mahkemede de diyor ki : "bana 'sen de erkek misin be' dedi ben de ağır tahrik altında kaldım öldürdüm" sora da buna tahrik indirimi uygulanıyor. bir diğer olay, küçük kız çocuğu tecavüze uğruyor, "psikolojisi bozuldu mu bozulmadı mı" diye günlerce çocuk doktor doktor dolaştırılıyor. yani otomatikman ceza verilmiyor. bir diğer mevzu da (bunun mantığını anlamamakla beraber) adam 15 yıl yiyor,bilmem kaça indiriliyor sora da 5 yıl yatıp çıkıyor bu ne iş kardeşim 15 yediyse niye 15 yatmıyor? yani genel olarak kanunların tam uygulanmadığı konusu işlenebilir.sanırım "kanunun eksiksiz bir şekilde uygulanacağı" bilinci suçu önleyen esas bilinçmiş,yoksa 20 yıl yerim 8,5 yılda çıkarım diye düşününce adam suçun önüne geçilemiyormuş araştırmalara göre.valla çok konuştum ama hukukçusunuz galiba içimi de dökmüş oldum,sağolun varolun :)

dövülüp sokağa atan kadını polis yine kocasının evine yolluyor.

oyp.metu.edu.tr

geri dönüşte zorunlu hizmet olayı var.

gecen (ay?) gazetede baktigimda dizel en ucuz opet en pahali petrol ofisindeydi

ben de hep opetten alirim zaten. telefonuma zart zurt spam gelmesin diye paro kart almadim, 1% in lafi olmaz.

OPET çünkü birçok sosyal kampanyaya destek veriyor.
Ağaçlandırma, temiz tuvalet vs...

shell iyidir. money card da veriyor. bu kartla benzin de alınıyor biriken puanlarla hem.

shell,

benzin alınır şelden koca alınmaz kelden. yada kafana göre.

Full depoyu fulle guzel kara geciyorsun yuzde 7 indirimli hafta sonu pazar da yuzde 10.
Full icin shell in benzini diyorlar memnunum valla tavsiye ederim

opetten aldığım 1 depo full benzinle istanbuldan edirneye gidemedim. heralde benzin yerine su verdiler. o gün bu gündür opet almıyorum. shell alıyorum.

opet ve POdan katiyen almam. koç ve doğan sevmem bunları. gidip ingilizden alıyorum daha iyi. Lukoil alpet beğendiğim benzinciler

Benim araba oktan konusunda epey seçici ve düşük oktanda avansı ve turbo basıncını düşürüyor. (Subaru Impreza) Dolayısıyla epey bir istasyon gezdim ve opet 97 oktan kullanıyorum; Shell' den de arada aldığım oluyor ama PO' nun oktan değerleri felaket, kafadan 0.2 bar düşürüyor.
Galiba bir de Opet Shell e göre bir kaç kuruş daha ucuz. Gerçi yemişim ucuzluğunu, zaten kilometrede her halükarda 60 kuruş yakıyorum ama opet i öneririm..

opet.
reklamcıyım ve opet'in marka imajını başarılı buluyorum.

shell, evime yakın.

opet fiat alınca yakıt güvence sistemi var.

kanıt olarak bir şey sunup mektup falan atardım sanıyorum. iyi adamı sikme eğilimi gösterenlerden nefret ediyorum, acımazdım muhtemelen.

karı koca arasına girilmez

isimsiz mektup yaz, kıllandır. adam gerisini kendi halleder.

ben olsam öyle yapardım. (aldatılan kişi sevdiğim birisi ise)

karısma pek.

gizli bir şekilde adama ilet. karısının olmadığı bir zamanda yap ve haberi olduktan sonra çevresinde ol. saçma birşey yaptırma. siniri geçince doğru olanı yapması konusunda telkin et.

eğer ki adamı bu kadar çok sayıyorsan yap bunu. yoksa sktir et.

yapacaksan kimligini belli etmeden yap. aksi takdirde sana patlama ihtimali yuksek.

mektup, mesaj, mail olabilir. kısa ve öz.

karın seni aldatıyor. bir dost.

ben olsam karışmam. karışmamak doğru geliyor bana. ha bu olayın durmasını istiyorsam da adama değil de kadına bir uyarı gönderirdim sanırım bir şekilde isimsiz olarak.

İsimsiz Mail at, telefonla ara, mektup yaz. Birşey yap yani. Adamın içine kurt düştü mü peşini bırakmaz.

Ayrıca yukarıdaki yöntemleri kullanarak tepkiyi üzerine çekmemiş olursun.

evet kadını kimlik belli etmeden (!) olaydan haberdar olduguna dair uyarip sikinti verebilirsin. uyarida acitasyon da yap, bak adam ii insan niye boyle bi sey yapiyosun ona karsi diye. belki insafa gelme olayi olabilir.

@yasakani

herkesin aldatıldığını bilmeye hakkı var. yazık adama

bence adama söyleme kadına söyle. kocanı aldattığını biliyorum ya sen söylersin ya ben de. Bir daha aklının ucundan geçirmez böyle birşeyi.

eternal disgust in dedigini yapma sakin! tecrubelerime dayanarak soyluyorum. bu konuda kesinlikle(!) kimligini belli etmemelisin. arkadasinla aran bozulacaktir.

kimliğini belli etmeden söyledikten sonra bile olabilecek herhangi bir kötü olayda vicdanın seni hayatın boyunca rahat bırakmayacaktır. keşkelerle devam etme riskini göz önünde bulundur da hareket et.

iyi düşün taşın.

ya adama "isimsiz mail at" falan diyorsunuz da, diyelim kadına ya da kocasına isimsiz mail attı, mektup yazdı vs. bu olayların sonunda iş bi şekilde adli makamlara taşınırsa?(cinayet, iftira davası,vs.) o zaman kendi başı da derde girebilir.

ne yapacaksan kimliğini saklamadan yap. ama ben olsam karışmazdım.

isimsiz mektup +1

şayet kadin malın gözü ise, ne yapar eder o iyi niyetli adami ikna eder. arada coluk cocuk varsa, sizin almasini beklediginiz cezayi almadan kolaylikla sıyırabilir. bu nedenle isimsiz mektup gibi işlere girecekseniz size sherlock holmes culk oynamanın her zaman en iyi yol olmadigini hatirlatirim.

ha bu arada, kendi cevremde yaptigim kisa bir anket ve istatistik calismasina göre evli eşlerin yüzde 80'i birbirini öyle ya da böyle aldatmaktadir. diger yüzde 20'si ise ya aldatacak kadar evliligi umursamiyordur ya da cesaret edemiyordur. bu durumda, sizin bu hamleniz neyi kimin adina düzeltecek onu bir tekrar düsünün.

kadınla konuş gerekirse tartış. yanlış olduğunu söyle, pişman et, korkut.

Çekebiliyorsan 1-2 tane fotoğraf yakalayıp isimsiz bir mektupla yollamak. Yakalayamıyorsan senin emin olmana sebebiyet veren durumları açıklayan (açıklarken dikkat et kimliğin belli olmasın) bir mektup. Eğer mevcut durumda en ufak şüphe varsa hiç karışmamak.

iyi adamı katil etme, birilerine birşeyler söyleyeceksen kadına söyle. ya da hiç karışma. belki de biliyordur.

ayrıca ben şahsen aldatılıyor olsaydım bilmek istemezdim. hayatım boyunca bunu bilecek olmak kendimi çok kötü hissettirirdi, güven kaybı vs paranoyaklık ne dersen de. çok kötü bir his olacağına eminim.

aynı şey başıma geldi elimde kanıtımla beraber kocasını haberdar ettim. gizli saklı iş çevirmeye bile gerek duymadım. çok da rahatım iyi ki yapmışım oh

dikkat edin de basiniz belaya girmesin ayrica adam kadini oldurur siz de vicdan azabi duyarsiniz ince isler. adamin bir arkadasi varsa boyle boyle diyin adam desin bari :/ ne bicim isler ya

bir sekilde mudahale etmezseniz siz de bu duruma göz yumduğunuz için bence kadın kadar olmasa da suçlusunuz.

bildigin her ne ise, adamın şüpheye yer bırakmadan karısını yakalamasını sağlayacak şekilde hareket etmelisin.

aksi takdirde adam kadına sen beni aldatıyor musun dedi. kadın yalanladı. artık kadın çok daha dikkat edecek, adamın içine şüphe düşecek ve ispat edemeyecek. asıl işkence o durumda başlıyor. bu yüzden bu adam sizin için değerli ise ya sonsuza kadar sessiz kalın ya da şüpheye yer bırakmayacak deliller ile adamın kafasında olayı netleştirin.

adam iyi olmasa ne olur ki, sonuçta aldatılıyor...direkt gidip söyleyemeyecekseniz karışmayın bence.

o öğrenci evimdeki yakışıklımdı, bu kendi evimdeki güzel kızım. 1 ay sonra buluşturacağım bunları, belki aşık olurlar falan..:d (umarım birbirlerini kabullenirler tabi öncelikle.)
:))

doğacak bebeler için güvenilir yuva bulunup verilecek mi yoksa onları da aynı evde mi besleyeceksiniz.?


eğer yavruları birine vermeyecekseniz kısa süre içinde kısırlaştırmayı unutmayın. sonra aynı evde annelerini veya kız kardeşlerini tekrar gebe bırakıyorlar dikkat edin.

şimdilik onlara da aynı evde bakacağız, ama tercihimiz yuvalandırmaktan yana, olur da bulursak güvenli yuvalar, vereceğiz onları. bizimki daha küçük olduğu için kısırlaştırmak istememiştik, ama ilk doğumdan sonra kısırlaştırılacak.

Kedinize doğum yapması için hafif karanlık loş bir yer hazırlayın. Kendini güvende hissedeceği bir yer olsun. En azından 3 tarafı kapalı olursa iyi olur diye düşünüyorum. Hazırladığınız yeri gösterin, günler öncesinden tanısın, keşfetsin orayı.

Doğum sırasında rahat bırakın, yanına fazla yanaşmayın. İlk yavruyu doğurduktan sonra 24 saat boyunca doğum aralıklarla devam edebilir, bu normaldir telaşlanmayın. Ancak, 24 saatte doğum tamamlanmazsa veteriner hekiminize danışın.

Kediniz ilk defa anne olacağından, yavrulara iyi bakamayabilir. Yavruları emziriyor mu, güzelce yalayıp temizliyor mu, bunları mutlaka gözlemleyin. Eğer yeterince emziremediğini veya sütü olmadığını fark ederseniz, sizin takviye yapmanız gerekecektir. Bu durumda petshoplarda veya veterinerlerde bulunan kedi sütü tozu ve kedi biberonu kullanmalısınız. Umarım doğum ve bebeklerin bakımı sorunsuzca gerçekleşir ve bu söylediklerime gerek kalmaz...

Kolay gelsin...

son birkaç gündür her zaman uyuduğu minder yerine köşedeki kanepede uyuyor, ve çok fazla uyuyor. sanırım orayı seçti doğum için.
diğer önerilerinizi de dikkate alacağım mutlaka, çok teşekkür ederim.

cok şirinmiş, rahat bir şekilde atlatır umarım doğumu.
kanepe yerine bir kutunun içine kullanmadığınız battaniye/kazakları falan döşerseniz daha konforlu bir ortamı olur. yoksa yorganların arasında, giysi dolabının içinde falan doğurmak isteyebilir.

o uyuduğu kanepeye doğum için hazırladığımız sepeti koyduk, ama o sepette uyumuyor bir türlü. sepetten arta kalan kanepenin köşesinde uyuyor. sürekli yanındayız ama, umarım doğum sırasında sepeti kullanır. hem başka bir yere gittiğinde bunu fark ederiz hemen, sayılı günleri kaldı, umarım sorunsuz hallederiz.
ufaklıklar adeta parti veriyor zaten içeride, öyle hareketliler, heyecanla bekliyoruz.
çok sağ olun bilgiler için, doğum gerçekleştiğinde olanları yazarım mutlaka..:)

kpds de kabul etmemişlerdi ehliyeti..sadece n.cüzdanı ve pasaport olur demişti polis...
hemen çıkartabilirsin ama muhtara uğraman gerekebilir önce(5sene evvel ben cıkarttıgımda oyle gerekiyordu)...muhtar yakınsa ugrayın, o anlatır zaten nasıl oldugunu....

muhtara gerek yok, nüfus müdürlüğüne git 5 dakikada çıkarırlar ama kayıptan dolayı yeniliyorsan cezası var 70 tl civarı

osym.gov.tr'de ya nüfus cüzdanı ya da pasaport olabilir diyor.
evet çıkarırsın ama yine de sabahtan gitmeni tavsiye ederim.

şu an başka ildeyim nüfusa kayıtlı olduğum yerin il müdürlüğüne gitmek zorunda mıyım burdan da halledilir mi

online sistemle çalıştıkları için herhangi bir nüfus müdürlüğü olur.

harbi kurumuhalif. hocam s.ktir et muhtarı, nüfus müdürlüğüne git al. sonucu da yaz bi zahmet.

kesinlikle nüfus cüzdanı götürün. 2010 sonbahar ales'inde önümdeki yeni kuralları bilmediği için ehliyetle gelmişti ve sınava girememişti.

corsa ecotech

araçtan beklentileriniz nelerdir?

performans-ekonomi olaylarına pek girmiyorum.kaç kişi,ne amaçla kullanacağınızı falan anlatırsanız ihtiyacınıza göre araç bulmanıza yardım edebiliriz.
ne tür arabalardan hoşlanırsınız?

bunları anlatın biraz öneriler gelecek:)

çoğunlukla ben ama en fazla 2 ya da 3 kişiyle kullanırım. genellikle şehiriçi ve yılda birkaç kez de şehirlerarası yolculuk yaparım sanırım.aman aman bir performansı olmasına gerek yok, beni yolda bırakmasın, klima açıldığında çok yorulmasın falan. bir de hatchback modeller tercih sebebidir tabi :)

peugeot 206+ 1.4 hdi derim.

en fazla 25000 lira verecekseniz peugeot 206,fiat palio(belki punto),kia rio,hyundai getz gibi araçlar alabilirsiniz.
ama ben derim ki 1000-2000 lira kadar daha çıkın imkanınız varsa,ford fiesta,renault clio,skoda fabia ya da roomster gibi daha konforlu,kaliteli araçlara yönelin.
26-27000lere kadar çıkamayacaksanız ikinci el düşünmeniz daha mantıklı bence.25000 lira ile baz modellere binmektense,yeni model,az kullanılmış,temiz ve konforlu araçlara binebilirsiniz.
ikinci el düşünürseniz de ford focus,opel astra,peugeot 307,honda jazz,vw golf,seat leon,toyota corolla hb gibi seçenekleriniz olur.

cevaplarınız için teşekkür ederim. o zaman bütçemi biraz daha zorlasam daha iyi olacak sanırım. aslında vw polo var aklımda. konfor, kalite açısından fiesta, clio ve fabia'dan eksik bir yönü yoktur diye düşünüyorum. siz ne dersiniz?

polo guzel ve sağlam araba ama 1.4'unu almayın. bir de biraz donanımsız geldi bana son çıkanlar, bu sene anneme aldık 2011 polo ve konfor açısından eksiği çok diyebilirim. üstelik en donanımlı paketle almıştık, klima bile yarı otomatik -ki yıl olmuş 2011-. o fiyatlara çıkacaksanız donanımlı bir fiesta almanızı tavsiye ederim.

evet, şimdi kafam iyice karıştı :) peki ya toyota yaris desem?

polo gayet güzel bir araç ama üstteki arkadaşın dediği gibi vw donanım konusunda çok zayıf.
polo almaktansa fiesta derim ben de.iç ve dış tasarımı hb sınıfında devrim yarattı desek yeridir.konfor,güvenlik,performans bakımından da polodan zayıf kalır yanı yok.

toyota yaris'e gelince...hiç bulaşmayın bence,o parayı haketmiyor.

kısaca şöyle bir sıralama yapayım;

fiesta>fabia>polo>corsa

bu bilgiler ışığında fiesta almaya karar verdim, teşekkürler.

evde salatalık varsa salatalık ye 2-3 tane.

Yahu geniş zaman. O kadar salatalık öldürür bazı yolları :)

kilo yapar mı derken? iki büyük pizadan sonra mı? yoksa ara öğün olarak mı?

niye kilo yapsın ki? sağlıklı bir yiyecek hem de.

annem onun içine portakal da doğruyor. 3-4 gibi derken kepekli tost adedi mi yoksa saati mi? saatse gece mi öğlen mi?

ankara'daysan aji go akademisi her pazar toplanıyor.

yo izmirdenim de, internet üzerinden bi eğitim düşünmüştüm ben.

www.facebook.com

böyle bir şey var ama.

gel seni yetiştireyim, çekirgem ol diye kime demez bence. sen kendi kendini geliştirmelisin. torrentte "weiqi" diye ararsan çok büyük bir go kitap koleksiyonu görürsün. onu indir, istediğin yerlerden çalış falan. tabi bol pratik te şart

erkekse fes götürebilirsiniz? bayaa ilginç buluyorlar. ama dandik birşey olmasın hani güzel alın.

rakı sofrası kur. bayanlar varsa kadroda dansöz kıyafeti alabilirsin, çok fantezik oluyor.

düz: evet takma bıyık/fes te götür.

hatta nargile çok seviyo bunlar :)

küçük topraktan yapılmış kaplar var, çanak çömlek vs. onlar da ilgilerini çekebilir.

fesi bavula atmak zor ya, bir de hepsine alsam kendi tebaamı kurarım :)

rakıyı da denettirdim, pek sevmediler gibi geldi.

nargile de taşıması zor tabi, ben daha küçük bir şey düşünmüştüm nazar boncuğu gibi ama o da çok sade geldi.

yanılmıyorsam polo garage'da hamam seti vardı; sabun, hamam tası, kese vs. var içinde. ingilizce anlatımı da vardı içinde, yabancılara hediye etmek için uygun.

nargile

tavla. öğret oynasınlar.

nazar boncuklu aksesuarlar genelde hoşlarına gidiyor.

kurukahveci mahmud efendiden 1 paket kahve götür. kokusuna mest olabilirler.

ben de senin gibiydim. sevgilim kumbara hediye etti ve artık önemsemediğim paraları harcamayıp, akşam eve gelince kumbarama atıyorum. epey de para birikiyor.

pintilik ve cimrilik kötü şey; ama hesabını bilmek ve zaman zaman da olsa az'a kanaat etmek seni daima güçlü kılar.

edit : ilk paragraf biraz ağır kaçtığı sildim.

@mayeskuel, çok haklısın. lakin durumum şimdi de pek farklı değil aslında. sürekli otobüslere talim. bir de elime para geçince bayram, geçmeyince ramazan derler ya, o misal.

pintilere gelince; sadece acele işimiz varken vs. bile pintilik peşinde olanlara çok sinir oluyorum.

@kayranin kedisi, onu da denedim, açıp parasını yiyiyorum. :)

Kumbara çok iyi bir çözüm olacak senin için...
Ben senin gibi savurgan değilim ama zevk için kumbarada para biriktiriyorum (2009dan beri aynı kumbara ve dolmak üzere)

Edit: Açılmayan kumbaralar var. Sadece konserve açacağı ile açılıyor. (Belki caydırıcı olur)

mantıklı harcama yapılmalı 10 kuruş olsa bile. bunun cimrilikle ilgisi yok, cimrilik pis birşey. ben de aynı senin gibiyim. aylık aldığım para ayın ortasında bitiyor 15 gün bira parası bulamıyorum ben de. sonra bi daha para geliyor bi daha birkaç gün içinde bitiriyorum.

yokluk çekmemişsindir, parasızlık nedir tam olarak bilmiyosan eğer bu şekilde davranıyo olabilirsin. orta durumlu olabilirsin ama ne olursa olsun paraya sıkıştığında bulabiliyosun demek ki. 3 gün aç kalsan, bi yere gitmek için otobüs dahi paran olmasa, arkadaşlarından bu anlamda uzak kalsan o zaman kıymetını anlarsında 1 tl nin bile hesabını yaparsın. ben öğrenciyken üni de senin gibiydim ama baktım ki elime geçen para neyse anında bitiriyorum ve yapacaklarımdan mahrum kalıyorum ondan bundan para istiyorum borç alıyorum çok sıkıntı çektim ve gerçekten ders aldım. artık çalışıyorum kendi paramı kendim kazanıyorum savurgan olmayıp yerine göre harcıyorum. yani işin özü bulamazsan gör bak 1 tl bile sana milyar gelir.

3'ün 5'in hesabını tutmak istemiyorsan çok kazanacaksın o zaman. planlarını bu yönde yap.

çalışmamışsın herhalde daha önce.para nasıl kazanılır öğrenmemişsin sanırım.paranın kıymetini bilmiyosun

para harcamak yönünden bahsetmişsiniz. sonuçta kazanılan para harcanır. kazanılmayan para borçla, kredi kartıyla bi yere kadar gider. eninde sonunda patlar. bu noktada şu deneyimimi paylaşmak isterim:

para kazanırken 3'ü 5'i hesaplarsanız 300-500 kazanırsınız. 300'ü 500'ü hesaplarsanız, 30000-50000 kazanırsınız.

Harcadığın parayı kendin kazan, geçer.

@sivrisinek, yanlış anlaşılma var sanırım :) cep telefonum hayatımdaki ilk telefonum ve 8310.

hayatımda hiç borç almadım çok şükür. paramı kendim kazanıyorum ve söylemesi ayıp babamın borçlarına ve geçimine de ciddi katkıda bulunuyorum (öğrenciyim de aynı zamanda). faturalı hat kulanıyorum, avea kamu tarifesi, her yöne 1000 dk. :)

benim derdim bana kalan parayı çok kolay harcamak. başka problemim yok. :)

ha yazdıkların benle ilgili veya değil, sonuna kadar hak veriyorum.

ben aynı sorunun 2003-2004'lusunu sormuştum ve koşarak kaç yanıtını aldım.

bu tarz araçlar ailenin "tek aracı" olabilecek araçlar değildir. sık sorun çıkarır, çıkardığı zman maliyeti fazla olur. yedek parçası bulunmaz, pahalıdır. iyi bir amerikancı usta gerekir. yakıt sarfiyatı çoktur. LPG de olsa LPG'yi de sömürür. ama zaten bir tane araç varsa, keyif olsun diye, zevk olsun diye, off-road olsun diye ikinci, üçüncü araç olarak alınabilir.

bu arada 95-96 model bir grand cherokee'nin 120.000 km. altında bulunması çok zor ve hatta imkansızdır. 120.000 km.'den az diyenler yalan söyler. 120.000 km. de 4x4 bir araç için ciddi bir rakam.

t.co

abim 96 aldı böyle. lpg'liydi ama zaten lpg masrafı orta üstü yakan bir arabanın benzin masrafı gibi. bir kaç büyük arızası oldu maliyetli tamir edildi sonra sattı zaten abim de.

parfümler orjinal mi değil mi denemeden öğrenmek güç ama site oldukça amatör.

Durum : STOKDA VAR
iade şartlarından da pek bahsedilmemiş.

dizayn ise zaten direk hazır formattan editlenen yüzlerce siteden sadece biri.
yüksek ihtimal sahte çıkacaktır.

ek olarak , www.sikayetvar.com!

bence sahte olmama ihtimali yok. kimse duty free fiyatlarının altında satmaz turkiye'de.
cheapsmells ya da strawberry'ye bakabilirsin.

citroen c3 dizel, bayansa micra da olur

acilin vw sempatizani geldi.

vw golf veya polo alabilirsiniz istediginiz standartlarda ve fiyattadir. cay'da dem arabada volkwagen.

focus iyidir. biraz hacimlidir ama ona göre yol tutuş, güvenlik ve iç hacim gibi artıları vardır.

yazılanlara alternatif olarak honda jazz diyebiliriz ama bence dizel otomatik c3 bulursanız alın.

belirttiğim özellikler sahip olanları inceleyebileceğim link vb. daha çok işimi görecektir.

focus +1

ben acemi şoför olarak -geçen ekimde- 2004 chevrolet kalos almıştım. memnunum.. piyasada otomatikleri de mevcut. hakkındaki olumsuz yorumlara bakma, tavsiye ederim, sorunsuz bir araba. yanlız 1,6 full sx olmasına dikkat. misal:
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com

yaris kullanan var mı?

öncelikle hayırlı olsun.

yarisle benzin tasarrufu yapacağım derken eşinize ciddi bagaj ve iç hacim sıkıntısı çektirebilirsiniz. alışveriş poşetlerini sığdıramazsa zılgıt yersiniz.

alabileceğiniz araçlar arkadaşların dediği gibi C3 uygun olabilir
www.sahibinden.com

fiat punto
www.sahibinden.com

benim favorim corsa 1.2 otm
www.sahibinden.com

bu fiyatı geçmeyeceğim derseniz opel corsa iyi bir seçim olacaktır. ha eğer biraz daha zorlayabilirim diyorsanız honda jazz alın gerisine karışmayın. polo da alabilirsiniz oldukça güzel araçlardır eşiniz güvenle seyahat edecektir. ancak yakıt ekonomisi yapamazsınız.

yorumunuz için teşekkürler.

sanırım üst sınırı biraz daha esnetebilecek durumdayım. jazz her sorgulamamda baktığım bir araç. dediğim fiyata yakın, hele de otomatik bir araç ise kaçırmayı düşünmüyorum. polo, ve yaris, bir de swift dışında pek bakmıyorum gibi :)

yakıt ekonomisi elbet önemli, ancak iyi bir araba olursa 2. sıraya düşebilir durumda düşünebilirim.

dayım 45 yaşında öğrendi. gerçi bisiklet değil pizzacı motorlarına binmeyi öğrendi ama sonuçta bisiklete binmeyi bilmiyordu.

aslında öğrenmesi o kadar zor olmasa gerek. yani ayakların yere değiyorsa zaten sorun yok. ilk ayaklarınla kendini ileriye itip ufak ufak gidersin, sonra pedalları kullanmaya başlarsın, gerisi zaten gelir.

22 yaşımda öğrendim. kız arkadaşımla heybeliadaya gitmiştik. baktım ki bisikletsiz olmayacak, kiraladım bi bisiklet bi 10 metre savrula savrula gittim, sonra düzeldi. emin ol dengede durmak zor değilmiş, yıllarca boşuna büyütmüşüm gözümde ben artık öğrenemem diye...

valla süper olur hocam, şehirçi ulaşımda da (en azından eskişehir) için mükemmel bi alet. hiç de çekinmeyin kimseden, yok gülerlermiş, yok düşersem rezil olurum falan, zaten ayaklarını yere uzatsan o yaştaki bi insanın boyuyla direk durursun.

durağan halde ters sarkaç gibi neredeyse kararsız bir haldedir bisiklet. ama ileri doğru hareket edince tekerlerin jiroskopik momenti -ve bilimadamlarının henüz açıklayamadığı birtakım hikmetler sayesinde- gayet kararlı olur.
sadece sürüş zarfını genişleten tecrübeli sürücüler ilerlemeyen bir bisiklet üzerinde durabilirler.

www.science20.com

bu nedenle öğrenirken bisikletle ilerlemeye çalışmalısın. durduğun yerde iki ayağını yerden kesmeye çalışmak en büyük yanlış olur

öğrenmek için en iyisi düz ve boş bir alan. 1-2 saatlik yoğun çabayla öğrenilebiliyor.

öğrenirsin.

ya aslında 10 sene kadar önce, yazlıktaki bisiklete binmeyi çok iyi bilen bir arkadaşım "gel lan öğretirim ben" dedi, aldık elemanın bisikletibi, birlikte herkesin içinde utanacağımı da bildiğinden gecenin bi vakti gittik migros'ın bomboş otoparkına orada dengede durmayı, sürmeyi öğrendim. yani pedal çevirdikçe düşmeden gidebiliyordum. geniş gönüşler yapabiliyordum, otoparkın etrafında yuvarlak ve sekiz çizebiliyordum. öğrendim dedim. sevindim. ondan sonra sitemizin daracık (1 metre falan) sokaklarında düz giderken "dur şu yan yola döneyim" diyip gidonu doksan derece yandaki yola kırmamla birlikte kendimi köşedeki evin bahçesinde, çiçeklerin üstünde yatarken buldum. tabi otoparkte geniş geniş dönüyordum birden doksan derece dönmek isteyince bahçeye yuvarlandım. daha da teşebbüs etmedim.

yani demem odur ki 10 sene sonra hala düz çizgide sürebiliyorumdur belki. ama bu ayrıntıları ne edecük? yine doksan derece döneyim derken yeri öpmeyeyim?

öğrenirsin, ben de 20 yaşında öğrendim. hatta şu an bisikletlerle ilgili bir belgesel çekiyorum :))

@divit: eheh evet ben de gördüklerimden falan öyle hafif yatırarak döndürmeye çalışırken bisiklet komple yatırdı beni bahçeye. düştüğüm bahçe yol seviyesinden aşağıda olduğundan ayağım da yetişmedi, yere koyamadım. evin sahibi de yaşlı annesi düştü zannetti herhalde patırtıyı duyunca, "anneee anneeaa" diye haykırarak geldi ki koca herif bahçede yatıyor, yanında bisiklet.

hahahaa yok abi öyle değil, hızlı giderken kırdığım için merkezkaç kuvveti ters tarafa savurmadı. tam tersine, dönücem diye gayet yavaşladım yavaşladım, kırmamla birlikte döneceğim tarafa doğru hoooop... bahçe çukurda olduğu için ayağımı da koyamadım yere, yetişmedi.

Öğrenmişsiniz zaten, bu iş "bisiklete binmek gibi"dir, kolay unutulmaz :p

90 derece dönmek gibi hareketler yaparken ayağınızı yere koymaktan korkmayın :)

ne öğrenememesi..motor bile kullanırsın..istee .. ve harekete geçç..

Lacoste'un da vardı bunlara benzer ayakkabıları. Ben geçen sene indirim zamanında Lacoste mağazasından 84 liraya aldım. Görüyorum, şimdi de var aynı ayakkabı, ama fiyatını bilmiyorum.

Onun dışında bi de Converse var. Ama ben pek sevmiyorum.

Vans'lerde var yeni bir model, Keds'lere cok benziyor. Bir sürü de rengi var.

o günlerde modemi kapatmak?

Bunu bazen kendim bazen de kardeşim için istiyorum. Fakat modem kapalıysa o açar, ben açarım internete gireriz. Ben daha sistematik bir yöntem arıyorum. Bir şifre, bir kilit vereceğim arkadaşa da, haftada sadece belirli günler internetin olması için.

bir çok adsl modem de bu ayarlar yapılabiliyor

Teknik bilgim pek yok. Yardımcı olmak istiyorsanız biraz daha detay verirseniz canınızı yerim.

:)
adsl modeminiz marka modelini yazarsanız bir araştırırım

TTNet'in verdiği Exper modem. EXPER EWM-01 yazıyor. Bu arada ben de araştırıyorum yanlış anlaşılma olmasın.

mesaj atıyorum

Bir şey buldum. 192.168.1.1'den modemin arayüzüne girdiğimde yasaklı günler diye bir seçenek var. Sanırım tam olarak benim istediğim şeyden bahsediyor. Hatta ekran görüntüsü koyayım.

i53.tinypic.com

Buradaki kullanıcı adı admin midir? Şifresi de ttnet olan şey?

Tarayıcının mac adresi ve diğer mac adresi dediği şeyi anlamadım. Benim oraya bir değer girmem gerekiyor mu?

hah, tebrikler. aynen odur

Evet arkadaşlar nasıl yapılacağını anladım ve bir 10 dakikalığına denedim. Anlatayım:

1- Önce 192.168.1.1 adresine girdim tarayıcıdan. Erişmek için şifre istiyor ben Exper EWM-01 adında bir modem kullanıyorum ve kullanıcı adı:admin, şifre:ttnet.
2- Girdikten sonra sol tarafta pek çok ayar var. İlk önce zaman ayarlarından " Zamanı internet zaman sunucularından otomatik olarak güncelle" seçeneğini seçiyoruz. Eğer bunu seçmeden yaparsanız saatin kaç olduğunu anlayamıyor modem. Burada Birincil Ntp sunucusunu clock.fmt.he.net diye seçtim. 2.'yi de herhangi bir şey seçebilirsiniz. En alttaki zaman bölgesinden de İstanbul'u yani GMT +2.00'ı seçiyoruz.
3- Daha sonra sol taraftan "yasaklı günler" adlı bölüme giriyoruz(artık "Evebeyn Kontrolü" diye geçiyor). Ekle kaldır seçenekleri var. Ekleye tıklayıp bir gün seçiyoruz, kullanıcı adımıza admin yazıyoruz. Tarayıcının MAC adresiyle oynamaya gerek yok. Onun altındaki MAC yazan diğer şeye de(Diğer MAC Adresi) dokunmayın. Mesela pazartesi günleri için bir sınırlama getireceğiz. Haftanın günlerinden pazartesiyi seçiyoruz. Bloklamayı Başlatma Zamanı (ss:dd)'nı isteğimize göre giriyoruz.(mesela tüm gün boyunca kapalı kalacaksa 00.00 ve Bloklamayı Bitirme Zamanı (ss:dd)'nı da 23.59 ya da 24.00(emin değilim bundan) yapıyoruz. Fakat böyle yapınca pazartesi geceleri yani salının ilk saatleri girilebiliyor. Bunun için salıyı da listeye ekleyip bloklama başlatma zamanını 00.00 seçip bitiş zamanını da mesela 07.00 seçsek sorun kalmaz.

Yalnız bunu yapınca 192.168.1.1'e giremiyoruz, yani internet yokken. Sanırım eğer interneti bu şekilde kesersek en azından salı 07.01'e kadar değiştirme şansımız yok(pazartesinin başından). Bu yüzden dikkatli olmak lazım.

Ayrıca WLAN(kablosuz internet) kapanmıyor bunu yapınca. Ben mesela cep telefonundan girebildim. Sanırım sol taraftan kablosuz seçeneğinden WLAN'ı kapatmak gerekiyor en azından engel bitene kadar.

Yardımcı olabildiysem ne mutlu.

telefonu kurcala

f

c

f yi seçeceksin bence.

uzanıp dinlenmek.

C

c makul gibi ama sonrasında ve öncesinde nabacagın da onemlı gibi.

mesleki kitaplar oku derdim sıkılmazsan. yani önceliğin o olabilir kendini geliştirmek adına. olmadı keyif için kitap oku. kolaj yapmak da zevklidir. bana kalırsa "amaçsızca" internette dolaşmak pek sağlıklı bir seçim olmaz :) (ahaha burda resmen hocanın dediğini yap yaptığını yapma oldu, kendim de uygulasam keşke)

edit: ilgilendiğin bir alan varsa youtube'da onunla ilgili videolar izleyebilirsin. programlar için tutoriallar var, filmler için reviewlar var, "şu nasıl yapılır?" videoları var.. ben ciddi anlamda makyaj yapmayı youtube'dan öğrendim. youtube'dan enstrüman çalmayı öğrenenler var. vs vs vs :)

c. kesinlikle c.

d

madalyon'a gitmeyin.

soros..

lale mevsiminde yapildigindan bu sekilde dillendirilmisti.

laleler mart-nisan aylarinda acar.

kaç sene bişkek'te yaşadım ama lale görmedim desem.

jaguar daimler'da var...

2001 model civarı honda civic'lerde vardı.

amerikanlarda da çoğunlukla böyledir. jeep veya chevrolet mesela. ya da land rover freelander.

ne kadara nasıl bir şey arıyosunuz, anlamadım.

www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com

www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com
www.sahibinden.com

nissan micra. bal köpüğü renginde var dediğiniz kombinasyon.
peugeot 206'larda da görmüştüm.

ford explorer ayrıca.

korkmuyorum. bence hastalık değil; ama gereksiz bir düşünce.

anksiyete

tabii ki çekinmiyorum, benimle bu yüzden dalga geçecek kişi olursa da herhalde pişman olur. sosyal fobi olabilir sizdeki. korkmayın.

çekinmiyorum çünkü zaten deşifre olmuş durumdayım, her şey bir googlelamaya bakıyor.

ebru naber?

milletin o kadar derdi var iken baskasinin kimligini afise etmek ile ugrasan kimse cikmaz bence. eger bunlardan birisi arkadasiniz ise de gorusmeyin gitsin derim.

ebru, yarin ogle yemegini birlikte yiyelim yine, timam?

valla hastalık mı bilmiyorum ama bende de var, mesela 2 cevab vereceğim sorunun cevabları cok dar bir kesisim kumesi olusturuyorsa, ya kendimi tutub cevab vermiyorum yahut daha önemsiz gorduysem eski cevabı siliyorum.
gerçi simdi biraz bıraktım o alıskanlıgı..
ayrıca bu cagda her seyden korkmak normal bence

ne tür objeler yapmak istedigine göre değişir tabi, şurda var bişiler:

www.instructables.com
www.wonderhowto.com

mimarların malzeme aldıkları yerlere bakabilirsin.

dayanma!

bırak, sal gitsin... vücuduyla barışık olmak diye bi dalga var bilmiyo musun? leğen gibi olan poponuzu yayıyorsunuz, adeta bir erkek gibi, osman gibi rıfkı gibi olan göbeğinize de "göbüş" diyosunuz, oluyo bitiyo.

en fazla yüzüne bakılmaz, ayı gibi bir görüntüye bürünürsün, kıyafetlerinden yağ fışkırır falan. o kadar da olur canım, değil mi? zayıflayıp naapcan?

böyle kısa bir süreye sıkıştırma kilo verme faslını.

kahvaltını atlama.
kahvaltı sonrasında acıkmaya başladığını hisseder hissetmez ara öğün olarak ufak bir şey ye. (2-3 kayısı ya da ceviz olur, şekersiz çayla 1-2 grissini olur)
fast foodu, pastayı, hamur işlerini hayatından çıkar. canın çok çikolata isterse 2 parmak bitter çikolata yiyebilirsin.
öğle yemeğinde bir porsiyon yemeğini ye.
2-3 saat sonra 1 yeşil elmayla ara öğününü yap.
akşam yemeğinde normalde yediğinin yarısını ye.
haftada 3 gün en az birer saat spor yap.

sadece yazın değil hayatın boyunca formda kalırsın. yoksa bu şekilde gidersen eski yemek düzenine döndüğün an yine kilo alacaksın ve vücudun deforme olacak. fit olmaktan ziyade kendine güvenmek ve sağlıklı olmak önemli.

git tatlılara saldır, ye, tıkın soran olursa "tatlı krizim" dersin, göbek pörtleyince de "göbüşüm" dersin, erkek arkadaşın varsa ona da resti çekersin "beni böyle beğenmeyen gitsin" diye. bunları yapınca o kadar tatlı oluyorsunuz ki, anlatamam!

bikini giy ve ayna karşısına geç.

miyopsan eksi.

1- önce deneme lensi al, hangisiyle rahat ediyorsan onu al
2- evet, ama ilk kez lens alıyorsanız muayene olduğunuz doktora söyleyin, deneme lensi istesin
3-biomedics toric artık üretilmiyor
4-çap, dediğim gibi muayene olduğunuzda bunlar ölçülüyor ancak sıkıntı çıkacağını zannetmem

4- evet fark ediyor, göz çapınıza uymayan bir lens kullandığınızda gözünüzü kırptıkça lens de kayabiliyor.

1-su ve oksijen içeriği yüksek olanlar gözümü yakmıştı, bence starndart bir lemsten başla.
2-eksi seçeceksin
3-biomedic i boşver, ciba vision ezer.
4-çap, doktora sorman lazım kendi gözünün çapını. genellikle aynıdır çaplar.
5-www.lensal.com tavsiye ederim.

duyuruma neler yazmışlar diye bakma. git çay koy, derse başla.

sabah erken kalk, çalış.
ben öyle yapacağım. işe yaramazsa babalara geldiğimin resmidir.

uyuma bu gece. çalışacağın konu her neyse bitirmeden uyuma. misal ben bu sabaha kadar 100 sayfa okuyup 200 soru çözeceğim. sen de hedef belirle. kapışırız istersen :)

camel'da ve belki camper'da bulunabilir. onları da avm'lerde bulabilirsiniz.

dockers'a bi de camel active'e bi bak derim .

deichmann varsa yakınlarında bi bak. uzaktaysa hiç gitme, çünkü emin değilim. sonra küfretme bana =))

flo.com.tr
www.ayakkabidunyasi.com.tr
www.yesil.com.tr

mühendisseniz hoş görebilirim ama değilseniz bu tarz ayakkabılar kadın gözüyle bakmak gerekirse çok çirkin. fred perry'nin deri/suet ayakkabılarına bakabilirsiniz bunun yerine, yine smart casual kıyafetlerle gider.

boyner'de benzerleri var

www.oktayustam.com

burada tarifi var, belki yapacak birilerini bulabilirsiniz.

aşeriyorsa sade börek alın. her börekçide bulunur ondan, üstüne pudra şekeri. tamamdır. en azından çocuğun kolu bacağı eksik olmaz ne diyeyim :):):):)

2.

latince bilen birine bu metinleri okutup doğrulat yalnız, sonra yanlış yazıldığı için (sen yanlış yazdırırsın ya da dövmeci yanlış yazar vs) dalga konusu olma

1.

1

(bkz: amor fati)
bu da bir seçenek.

macbook un güzelliği de bundan ibaret değil mi ki zaten? Gereksiz pahalı imho.

Neyse, gittigidiyor, sahibinden.com, ve googleda arama yaparak muadil adaptörlere ulaşabilirsin. Normalde 100 lira olan dell adaptörünün çin versiyonunu 30 liraya aldım ben. Eğer bu şekilde uygun adaptör bulursan muadilini al. En azından banka kartın vardır, banka kartıyla da normal kredi kartı gibi işlem yapılabiliyor internetten, hesabında para olduğu sürece

dealextreme'de çakmaları mevcut, paypal ile alabilirsin.

ben de çok az rastladım. 1-2 arkadaşım var ara sıra gidiyorlar.
onun dışında elinde işe yaramaz parça parça kumaşı olanlar, bu kumaşlar bi işe yarasın diye gidip onları kıyafet haline getirtiyor.

ya da ufak tefek fermuar-yırtık mırtık işleri için ben de gidiyorum.

ama ben de bu yaşıma kadar hiç görmedim ki biri gitsin büssürü para verip kendine özel bişey diktirsin.

aslında tarz.

annemin terzisi var. ona birçok şey diktiriyoruz ailecek.

palto vs dikmek kolay değildir. bütün terziler yapamaz. özellikler erkek terzisi arayın diktirecekseniz.

dükkanlarda satılan elbiselerin kumaşlarından çok daha kalitelisini, çok daha kaliteli bir dikişler daha da ucuza getirebilirsiniz terziye diktirerek.

sabunla ölçü alınmaz bu arada. sabunla kumaş parçası elbisenin parçalarına ayrılmadan üzerine konulan patronların kenarı çizilir :))

sadece internette rastladığım kıyafetleri terziye diktiriyorum hala. zaten iyi bi terzin varsa ve fiyatta da uçmuyorsa istediğin kıyafeti diktirmek daha mantıklı gibi. ama palto diktirmek hakkaten sıkıntılı iş dikecek terzi de bulmak zordur herhalde.

evet fellik fellik istediğim şeyi aramaktansa -ki alışveriş merkezi gezmekten nefret ederim- çizip diktiriyorum.

evet, tüm elbiselerimi annem diker ve çok memnunum :)

anneannem palto diker bana.

le fate ignoranti

yalnız izlemediğim 1-2 filmi var. onun için izleiklerim arasında desem daha iyi herhalde.

le fate ignoranti +1

hemen hemen hepsini izlemişimdir bu adamın filmlerinin. bunu 3-4 kez.

mine vaganti

saturno contro +1

100 colpi di spazzola prima di andare a dormire.

le fate ignorati

kimse en iyi filmleri arasına koymasa da:

kutsal yürek

la finestra di fronte

un giorno perfetto (mükemmel bir gün) bence.

İşte o nedenleri yaz, mesela çocukları mutlu etmek için alıyorlar hevesleri geçiyor, sevgilisine hediye alıyor hevesi geçince kapıya koyuyor,bakımı pahalı geliyordur vs. vs şeklinde uzatabilirsin.

Edit:Temizlik...

bizim köyde birçoğu koyunlarını sattılar, sebep de getirisinin götürüsünü karşılamamaya başlaması.

karne hediyesi olarak alınan birçok evcil hayvan yazlıkta bırakılıp tatil sonunda geri dönülüyor.

en pratiği ucuza bi pantolon alıp 5-6 liraya da terzide istediğiniz ölçülere getirmek olacaktır. kendinizi alışveriş merkezlerinde istediğiniz modeli bulucam diye harap etmeye gerek yok.

Öyle bi' şey yok ki, o pantolonun bi' dikimi var, şekli doğru düzgün bi' şey olmaz ki:)

burda sorcağına bir mağzaya git sor hep armut piş ağzıma düş.

evet var

arkadaşım o dediğin benim de aklıma geliyor, hayır bu tarz cevaplar yazıp ne bekliyorsunuz anlamıyorum.

nokia soruna cevabım evet.
ovi'de aratınca çıkıyor, hatta en son populer uygulamalardaydı.

kendinden memnun değildir. belki de anlattığı olaylar aslında kendisinin başına gelmiştir ama insanların gerçekte kim olduğunu öğrenmesini istemiyordur. belki dert paylaşacak ama kimliğini açığa çıkarmayacak bir yol arıyordur. belki de sadece birileri ile dalga geçmek istemiştir.

seni tanıyan biri olabilir ve belki de seni denemeye çalışıyordur. farklı insanlara göre sen de mi farklı davranıyorsun diye.

belki de sadece sapıklık yapıyordur (yine seni tanıma ihtimali ile birlikte).

kendi hallerinden memnun olmayan insanlar
aslında ortada utanılacak bir durum yok ama onlar kendşlerince tuhaflaşır işte
kendilerini hayellerindeki gibi tanıtmaya
eksiklerini daha güzel normalden daha abartılı göstermeye başlarlar
acınası, zavallı ve güvensiz kişiliklerdir.
eğer bayansan böyle binlercesi ile tanışırsın.

sadece muhabbet etmek istiyordur. internet sınırları dışında iletişim kurmak istemiyordur.

(bkz: şişko hatunla yazıştığını anlamak)

teknosa'larda olmalı.

office1

bir kan tahlili yaptırmanızı ve çıkan sonuçlara göre destek almanızı tavsiye ederim.

Hangi doktora gitmeli bunun için? Dahiliye mi? Ama hakkaten uykusuz kalıyorum yahu. 5-6 saat uyuyorum.

vitaminler kilo aldirmaz ama vucut metabolizmasini duzenledikleri icin olmasi gereken bu oldugu icin kilo alabilirsiniz. havalardan falan olabilir depresyonda olabilirsiniz. one a day de kullanabilirsiniz. abartmamak kaydiyla vitaminler faydali seylerdir.

pharmaton diye bir şey kullandım bi süre cinsengli vitamin. yorgunluğumu almıştı namıssız.

vitamin haplarindaki ginseng olsun kafein olsun taurine olsun killandiriyor acikcasi beni. cay/kahve tuketimini arttirmayi denesen? bi de 5-6 saat her halikarda az, rahat hissetmek icin en az 7 saat uyumaya calissan? mumkun degilse tabii, cay kahve abanmak gerek

bölünmüş kişilik sendromu - çoklu kişilik sendromu.

gerçek hastalık.
kişilik bölünmesi.
şizofreni gibi bir kaç durumla benzerlik gösterir.

listverse.com

multiple personality disorder

fena yanılıyor olabilirim ama bence hastalıktan ziyade filmin psikanalitik okumasında brad pitt edward'ın idiyken [fight club'ın ilk kuralı fight club'la ilgili konuşmamaktır- ki filmlerde id temsili konuşmaz], edward'ın kendisi de super-ego. yani ortada tam anlamıyla bir hastalıktan söz edemeyiz, id ve super-egonun çatışmasından bahsetmek daha doğru olacaktır.

konur'daki cafelere bakabilirsiniz. ya da hobby'den sağa dönünce last stop var beğenirseniz. konur veya bahçeli'deki leman kültür olabilir. bi de odtü a4 kapısının orda drunk var bilmem kazık der misiniz ama.

happy days var 4.caddede, tabu var 7'yi kesen sokakta(pizza hut + kfc köşesi).

aylak madam'ın teraslı yeri. arayıp rezervasyon yaptırmanız gerekiyor ama.

cocugun sosyal olarak zaten anasi aglamistir, tum turkiye tanidi cocugu, herkes ismini soyismini, okulunu ogrendi.

de keske her olayda toplum bu kadar tepkili olabilse, unutmasa yapilanlari.

ege'de okuyan var da ege'de 55bin kişi okuyor şu anda. Hangimiz bileceğiz ki nerdeymiş ne yapmış.

geçtiğimiz yıl 525 te birkaç kez denk gelmiştim, çok net hatırlıyorum ama bu sene hiç denk gelmedim. okuldan uzaklaştırılmış olabilir ve sonrasında bırakmış olabilir. ayrıca hocam hangi suç gereken cezayı alıyo? önce bunu sormak lazım

12 nisanda mahkemesi var.
www.hurriyet.com.tr

hocam.com'da kız peşinde koşmaktaydı en son ama üyelerden gelen tepki üzerine üyelikten çıkarıldı.

pkul disilin suçu için kurula göndermişti ama kurul ne karar verdi bilemiyorum echtelion un dediği gibi birsuru okuyan hangimizi istiyorsun?

birkaç gün önce hepsiburada.com'da wii sports resort paketi 399'a satılıyordu. kıl payı kaçırmışsınız. bu günlerde 500 küsürden aşağı satılmıyor hiçbir yerde bildiğim kadarıyla. ama gene olur kampanyalar önümüzdeki günlerde kanımca. vatanbilgisayar.com ve bimeks.com.tr'yi takip etmenizi öneririm özellikle.

best buy'da 399'a vardı geçen, devam ediyor olabilir, ama kıracaksanız yeni yazılıma sahip olanların daha zor kırıldığını da unutmayın. 350'ye filan ikinci el temiz kırılmış bulsam tercih ederdim ben şahsen.

hmm 500'den aşağı yok demiştim ama evet, best buy'da 449'a kırmızı mario paketi mevcutmuş şu sıra.

d&r'a ve bestbuy'a bakabilirsiniz.

ford focus

ford fiesta

35 bine çak bi cruze.

dizel clio olabilir.

cruze

fiesta +1

ne tarz bir araba istediğinizi yazmamışsınız. polo da alınır, cruze da alınır, c3 de alınır.
İlla ki sıfır olsun diyorsanız benim tercihim 1.6 Comfort Paket Ford Focus olurdu. İlk 2000 km'yi benzinde kullanır daha sonra üstüne 1500-2000 lira vererek BRC tüp taktırırdım.

Dizel Fiesta.